T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Alt ve aşağı Abaşo Gabya yelkeni.
Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar.
Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması.
Bosaya vur manasında kullanılan bir terim. Hisa edilmekte olan bir halatın veya vira edilmekte olan bir zincirin kısa bir müddet tutulması için bosaya vurulması.
Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek.
Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açıkta beklemesi.
Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi.
Hisa veya laçka edilmekte olan halat veya vira veya ayboci edilmekte olan zincirin kısa bir müddet sonra tekrar bırakılmak üzere tutulması için verilen komuttur.
Armuz kaplamanın en üst sırası (bindirme kaplamanın da).
Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması.
Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi.
Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut.
Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi.
Açıkta demektir. Alargada bekle, alargada dur, İtalyanca largo: Alargaya çıkmak, açığa çıkmak.
İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir.
Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta.
Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek, Alesta tramola Tramola etmeye hazır ol.
Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır.
Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yakaKarula yakası.
Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi.
Gemilerin en üst kısmında, kasara güvertelerin altında bulunan ve geminin başından kıçına kadar uzanan güverte.
Hareketli demir halka
Aneleye yapılan bir çeşit bağ
Kemere istikametinden gelen rüzgar Yelken seyri
Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet.
Sabit donanım Direkçarmıhları, istralyalar
Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi Armuztutmak, armuz kaplama
Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi Arya sancak, arya kürek
Kavançalı seren yelkeni
Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar.
Gemi, bot veya tekninin yanaşık olduğu yerden ayrılması, Avara etmek.
Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi.
Yelkenlerin farklı kontralarda açılması, Pupa seyir.
Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha Ayna kıçlı tekneler
Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tathta levha
Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman.
Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.
Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması
Zincirin bir halkası
Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi
Milliyeti gösteren sancak
Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi
Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara, Karnıyarık bastika
Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk
Bir teknenin ön ve ileri kısmı
Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası
Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım.
Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım
Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı
Baştarafın kıça nazaran daha batık olması
Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak
Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform
Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi, Marconi arma Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.
Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli, Bama tiriz
Gemi veya yelkenli gemilerde halatların veya yelkenlerin iskotalarını volta etmek üzere güverte üzerine konulmuş küçük babalar. Genel olarak kurt ağızlarının gerisinde bulunur. Bitaların üst kısımları halatların kayarak çıkmalarını önlemek maksadıyla alt taraflarına nazaran daha geniş olur.
Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken
Su kesiminden yukarıda kalan kısım
Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener
Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi Pasarella
Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir veya demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincir.
Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek
Halatı kaçırmak
Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.
Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren
Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü
Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi
Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi.
Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi.
Yelkenleri camadana vurmak gerektiğinde, camadana vurulacak camadan astarı hizasında ve yelkenlerin gradin yakası üzerindeki morize patalarının serenin cundasına alınan ve yelkenin kaldırılması suretiyle bağlanan ucu çelikli halatlar.
Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt.
Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme
Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır.
Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. Cunda yakası: yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.
Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.
Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe.
Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe.
Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı.
Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi.
Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar.
Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası.
Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler.
Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.
Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalara borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.
Halatın veya zincirin iyice gerilmesi.
Tek çifte kürekle hareket eden 9 kadem boyundaki tekne. Dingi yerine patalya terimi kullanılır.
Suların içeriye girmemesi için direğin güverteden geçtiği ıskaçanın etrafına su geçirmez şekilde konulan tahta çember.
Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek
Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım.
Vermek, Tutmak Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması.
Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler
Altı düz olan tekne
Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça
Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık =dümen tası
Kıç bodoslama
Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım
Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.
Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim
Dümenlerin, dümen boğazlarından aşağıda olan yassı kısımları.
Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı
Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula
Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması
Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım
Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen
Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat
Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo
Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması
Halatların fazla sürtünmeye maruz olan kısımlarının yıpranmalarını önlemek için bu kısımlar üzerine gırcıla veya mürnel sararak halatı korumaya denir.
Herhangi bir dikmeyi, sereni veya mataforayı istenilen durumda bulundurmak ve sağa sola dönmesine mani olmak için yapılan donanım.
Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları
Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit
Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkenli tekneler
Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler.
Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem
Üç köşeli sancak
Halatı meydana getiren incecik ipler
Baş taraf çekilen üç köşe yelken
Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması. (Sivil denizcilikte: MOLA)
Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilcek dercedeki sert rüzgar
Demirlemek için verilen komut
Ana direk ile babafingo çubuğu arasındakı çubuk veya yelken
Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı
Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması
Flok yerine çekilen çok daha büyük flok
Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova
Kıç direkteki kısa seren
Mil uzunluğun 1/10 = 185 metre
İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi
Bir gemide kullanılan ana demirler
Bir yelkenin yan kenarları
Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk
Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna
Ana direk üzerindeki çubuğun armasını yapmak ve üzerlerine çanaklık kurmak için mauna kollarının üstüne ve omurgaya aykırı konulan ağaç kütükler.
Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme
Güvertenin bordadaki izdüşümü
Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme
Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan
Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar.
Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi Hamle
Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi
Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer.
Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit
Bir şeyi yukarı kaldırmak. Hisa sancak, hisa kürek
Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat
Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva
Değiştirmek nöbet, vardıya, kürek
Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar
Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı.
Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe
Postaları bir ahşap teknede omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga
Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe
Denizin derinliğini ölçmek
İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık
İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli savlo (Savlo:Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat)
Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu
Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven
İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform
Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim kırnap
Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe Hareketli donanım
Yelkenleri toplamak
Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak
Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika
Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma
Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü
Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü
Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, Kaloma vermek
Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. Romen ve italik
Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.
Pusula, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir.
Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir.
Üzerine birşey bağlamak veya asmak için iki yer arasına girilen halat. Matafora cundaları arasına girilen ve üzerine can halatlarının bağlandığı halat.
İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli.
Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı).
Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi).
Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.
Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir.
Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası).
Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak.
Güveretenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım olanına ÖKSÜZ KEMERE denir).
Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).
Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatısı veya cayro puslaile tayin etmek veya ölçmek.
İki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için sadece madeni halatta kullanılan cıvatalı mengene
Güney
Teknenin geri tarafı
Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım Ağaç veya maden
Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder.
12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası.
Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf.
Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler.
Flasaların bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar.
Gemilerin baş ve kıç tarafından shile verdikleri halatlar. Kısa olarak koltuk denir.
Mizana direğinin gerisindeki direk
Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça.
Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
Kontra mizanadan sonraki kıç direk
Lumbuzları içerden kapayan demir kapak
İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.
İçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar.
Ahşap diagonal (çapraz) kaplama
Güverte üstündeki borda kaplaması.
Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında).
Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında.
Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo.
Flokların açıldığı istralya. ( Bazen flok larmosuda denilir).
Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al)
Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde).
Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası
Yelkeni küçült, camadana vur demektir.
Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.)
Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz.
Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk.
Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.
Gemilerin sancak ve iskele taraflarında bulunan borda iskelelerinin üst tavanlarının bulunduğu yer hizasındaki güverte kısmı. Gemilere giriş ve çıkış yerini belirten lumbar ağzı terimi kara birliklerince de benimsenmis ve birlik ve kurumların giriş ve çıkıs kapılarına da lumbar ağzı denilmiştir. Lumbar ağızlarından sancak tarafta olanı binbaşı ve daha yüksek rütbedeki subaylarla sancak subayları ve Amiraller tarafından iskele taraftaki lumbar ağzı ise Binbaşı rütbesine kadar olan subaylarla astsubaylar ve erler tarafindan kullanılır.
Gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için bordalara ve güvertelere açılmış olan yuvarlak delikler. Lumbuz terimi bu deliklerin etrafına oturacak şekilde pirinçten yapılmış içeriye doğru açılması sağlanan cam kapağı ve iç taraftan cam kapağı kapatan ve madenden yapılmış kör kapakların tümünü ifade eder.
Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru.
Sabit halka.
Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir.
Tahta leğen.
Bir teknedeki en geniş posta.
Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.
Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiğialeminyum veya halat yassı halka.
Aşağı indirmek (ağır ağır).
Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı.
Yarıya kadar indirmek.
Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)
3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.
Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir.
Hamak sarılan incelere denir.
Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet.
Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir)
Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir.
Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi.
Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember.
Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.
Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması.
Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır.
Ambar ağızları ve güverteler üzerine açılmış kaportalar dolayısı ile alabandadan alabandaya kadar uzamayan ve bir uçları ambar veya kaporta hizasında kesilen kemereler.
Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim.
Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması
Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte
Küçük gemilerin gemi ihtiyacını karşılayan 12 kadem boyunda ve iki çifte kürekli ağaçtan yapılmış ufak tekne. Patalya gibi ufak tekneler artık Fiberglass'tan yapılmaktadır.
Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma
Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.
Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır.
Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çımasına ıspavlo veya gırcıla ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.
Gemicilikle ilgili alet, malzeme ve diğer malzemelerin muhafaza edildiği ambar.
Üzerine kaplama tahtalarının veya saçların tespit edildiği ağaç veya maden eğriler kaburga
Bir teknenin ön tarafından ileri istikameti.
Birden çok direkli teknede baş taraftaki ilk direk.
Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaları tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.
Geminin üzerinde seyrettiği istikameti gösteren alet.
Pusula ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır.
Pusula kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir.
Mıknatısı pusulalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır.
Yerine koymak, donatmak (puta kürek).
Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme
Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni.
Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.
Seyir halince bulunan gemilerin izlediği hat.
Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek
Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.
Rüzgarın estiği yönün aksi.
Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka.
Rüzgarın estiği yön.
Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.
Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi.
Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi
Ufak yelkenli teknelerin rüzgar tesiri ile bayılmalarına mani olmak için omurga istikametinden denize indirilen saçtan yapılmış kuntra omurgalarıdır. Tekne içine su girmemesi için salma omurganın etrafı ayrı bir muhafaza tertibatı ile kapatılır.
Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi.
Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı
Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir.
Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.
Yelkenin sarılması için verilen komuta denir.
Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat
Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.
Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.
Dörtköşe yelkenlerin serene , yan yelkenlerin gize bağlanan yakalarıdır. Matafyon yakası da denilir.
Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekildeaz su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.
Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).
Gemi makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zeminin altındai genellikle ambar güvertesinin altında kalan ve gemi içinden sızan sularla makine ve kazan dairelerinden akan yağ yakıtların toplandığı en alt kısım.
Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret.
Demirde veya şamandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana
Kürekle hareket eden deniz araçlarının yollarını kesmeleri için küreklerinin suya batırılması ve topaçlarının kıç tarafa doğru itilerek teknenin durması veya devamlı siya kürek çekerek geriye doğru gitmesi.
Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi.
Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi.
Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb).
Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.
Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya.
Salma omurga da denilebilir. Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır.
Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla.
İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven.
Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat.
Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi.
Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer İskele tavası.
Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi. Eski harp gemilerine ait bir güverte katı.
Ticaret gemilerindeki gemiciler.
Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzeriene açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü.
Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç.
Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi.
Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım
Bir halatın çekilen çıması.
Bir şeyi yerine kadar kaldırmak Sancak toka etmek, işaret toka.
Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş.
Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.
Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne
Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç, lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.
İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım.
Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz.
Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller.
Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı
Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok.
Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni
Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler.
Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır.
Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektirk veya istimle açılan makineler.
Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.
Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.
Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak.
Halatın veya demir zincirinin biribirine dolaşması.
Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir.
Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması
Denizlerin bordalar istikametinden gelmesi sonucunda geminin kemereleri istikametinde hareket etmesi.
Gemilerin yalpalamasını önlemek maksadıyla sintine dönümüne yakın dış kaplamaya dikey olarak onulmuş, baş ve kıç istikametinde uzayan kanat şeklinde çıkıntılar.
Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar.
Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal yatay
Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi
Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
Dümenin su içindeki en geniş kısmı.
Genellikle kalın halatlara denir.
Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek.
Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki bir geminin hareketiyle oluşan böyle rüzgara geminin rüzgarı denir. Geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın bileşimi ile oluşan ve gemide hissedilen rüzgara da (ZAHİRİ RÜZGAR) denir.
Savaş gemilerinde kazan, makine, cephanelik gibi önemli yerlerin üzerine döşenen zırhtan güvertelere denir.
Baklaların birbirine eklenmesi suretiyle meydana gelen ve çeşitli maksatlar için kullanılan çekme gücü kuvvetli madeni halkalar dizisi.
Demir üzerinde bulunan gemilerin denizde bulunan zincir miktarına denir. Kaloma, demir mevki'ine göre verilir. Bu da genel olarak çok derin olan yerlerde derinliğin beş misl, pek derin olmayan yerlerde derinliğin üç misli olarak kabul edilmiştir. Bu ölçülerde verilen kalomaya Tam Kaloma, az olana Kısa Kaloma denilir.
Demirleme zincirini ırgat üzerinden kurtarıp güverteye salya etmeye denir. Uzun zaman zincirlikte duran zincirlere ve zincirliğe bakım için bu usul yapılır.
Demir zincirinin bulunduğu sintineye yakın bölmedir.
Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunanan bir çeşit balık iğinesi olta.
Baş Harf ile Filtreleme
Alt ve aşağı Abaşo Gabya yelkeni.
Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar.
Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması.
Bosaya vur manasında kullanılan bir terim. Hisa edilmekte olan bir halatın veya vira edilmekte olan bir zincirin kısa bir müddet tutulması için bosaya vurulması.
Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek.
Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açıkta beklemesi.
Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi.
Hisa veya laçka edilmekte olan halat veya vira veya ayboci edilmekte olan zincirin kısa bir müddet sonra tekrar bırakılmak üzere tutulması için verilen komuttur.
Armuz kaplamanın en üst sırası (bindirme kaplamanın da).
Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması.
Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi.
Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut.
Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi.
Açıkta demektir. Alargada bekle, alargada dur, İtalyanca largo: Alargaya çıkmak, açığa çıkmak.
İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir.
Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta.
Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek, Alesta tramola Tramola etmeye hazır ol.
Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır.
Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yakaKarula yakası.
Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi.
Gemilerin en üst kısmında, kasara güvertelerin altında bulunan ve geminin başından kıçına kadar uzanan güverte.
Hareketli demir halka
Aneleye yapılan bir çeşit bağ
Kemere istikametinden gelen rüzgar Yelken seyri
Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet.
Sabit donanım Direkçarmıhları, istralyalar
Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi Armuztutmak, armuz kaplama
Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi Arya sancak, arya kürek
Kavançalı seren yelkeni
Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar.
Gemi, bot veya tekninin yanaşık olduğu yerden ayrılması, Avara etmek.
Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi.
Yelkenlerin farklı kontralarda açılması, Pupa seyir.
Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha Ayna kıçlı tekneler
Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tathta levha
Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman.
Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.
Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması
Zincirin bir halkası
Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi
Milliyeti gösteren sancak
Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi
Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara, Karnıyarık bastika
Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk
Bir teknenin ön ve ileri kısmı
Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası
Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım.
Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım
Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı
Baştarafın kıça nazaran daha batık olması
Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak
Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform
Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi, Marconi arma Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.
Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli, Bama tiriz
Gemi veya yelkenli gemilerde halatların veya yelkenlerin iskotalarını volta etmek üzere güverte üzerine konulmuş küçük babalar. Genel olarak kurt ağızlarının gerisinde bulunur. Bitaların üst kısımları halatların kayarak çıkmalarını önlemek maksadıyla alt taraflarına nazaran daha geniş olur.
Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken
Su kesiminden yukarıda kalan kısım
Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener
Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi Pasarella
Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir veya demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincir.
Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek
Halatı kaçırmak
Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.
Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren
Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü
Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi
Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi.
Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi.
Yelkenleri camadana vurmak gerektiğinde, camadana vurulacak camadan astarı hizasında ve yelkenlerin gradin yakası üzerindeki morize patalarının serenin cundasına alınan ve yelkenin kaldırılması suretiyle bağlanan ucu çelikli halatlar.
Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt.
Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme
Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır.
Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. Cunda yakası: yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.
Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.
Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe.
Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe.
Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı.
Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi.
Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar.
Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası.
Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler.
Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.
Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalara borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.
Halatın veya zincirin iyice gerilmesi.
Tek çifte kürekle hareket eden 9 kadem boyundaki tekne. Dingi yerine patalya terimi kullanılır.
Suların içeriye girmemesi için direğin güverteden geçtiği ıskaçanın etrafına su geçirmez şekilde konulan tahta çember.
Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek
Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım.
Vermek, Tutmak Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması.
Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler
Altı düz olan tekne
Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça
Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık =dümen tası
Kıç bodoslama
Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım
Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.
Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim
Dümenlerin, dümen boğazlarından aşağıda olan yassı kısımları.
Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı
Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula
Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması
Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım
Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen
Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat
Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo
Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması
Halatların fazla sürtünmeye maruz olan kısımlarının yıpranmalarını önlemek için bu kısımlar üzerine gırcıla veya mürnel sararak halatı korumaya denir.
Herhangi bir dikmeyi, sereni veya mataforayı istenilen durumda bulundurmak ve sağa sola dönmesine mani olmak için yapılan donanım.
Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları
Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit
Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkenli tekneler
Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler.
Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem
Üç köşeli sancak
Halatı meydana getiren incecik ipler
Baş taraf çekilen üç köşe yelken
Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması. (Sivil denizcilikte: MOLA)
Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilcek dercedeki sert rüzgar
Demirlemek için verilen komut
Ana direk ile babafingo çubuğu arasındakı çubuk veya yelken
Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı
Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması
Flok yerine çekilen çok daha büyük flok
Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova
Kıç direkteki kısa seren
Mil uzunluğun 1/10 = 185 metre
İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi
Bir gemide kullanılan ana demirler
Bir yelkenin yan kenarları
Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk
Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna
Ana direk üzerindeki çubuğun armasını yapmak ve üzerlerine çanaklık kurmak için mauna kollarının üstüne ve omurgaya aykırı konulan ağaç kütükler.
Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme
Güvertenin bordadaki izdüşümü
Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme
Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan
Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar.
Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi Hamle
Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi
Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer.
Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit
Bir şeyi yukarı kaldırmak. Hisa sancak, hisa kürek
Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat
Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva
Değiştirmek nöbet, vardıya, kürek
Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar
Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı.
Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe
Postaları bir ahşap teknede omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga
Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe
Denizin derinliğini ölçmek
İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık
İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli savlo (Savlo:Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat)
Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu
Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven
İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform
Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim kırnap
Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe Hareketli donanım
Yelkenleri toplamak
Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak
Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika
Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma
Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü
Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü
Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, Kaloma vermek
Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. Romen ve italik
Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.
Pusula, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir.
Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir.
Üzerine birşey bağlamak veya asmak için iki yer arasına girilen halat. Matafora cundaları arasına girilen ve üzerine can halatlarının bağlandığı halat.
İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli.
Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı).
Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi).
Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.
Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir.
Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası).
Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak.
Güveretenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım olanına ÖKSÜZ KEMERE denir).
Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).
Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatısı veya cayro puslaile tayin etmek veya ölçmek.
İki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için sadece madeni halatta kullanılan cıvatalı mengene
Güney
Teknenin geri tarafı
Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım Ağaç veya maden
Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder.
12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası.
Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf.
Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler.
Flasaların bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar.
Gemilerin baş ve kıç tarafından shile verdikleri halatlar. Kısa olarak koltuk denir.
Mizana direğinin gerisindeki direk
Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça.
Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
Kontra mizanadan sonraki kıç direk
Lumbuzları içerden kapayan demir kapak
İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.
İçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar.
Ahşap diagonal (çapraz) kaplama
Güverte üstündeki borda kaplaması.
Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında).
Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında.
Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo.
Flokların açıldığı istralya. ( Bazen flok larmosuda denilir).
Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al)
Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde).
Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası
Yelkeni küçült, camadana vur demektir.
Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.)
Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz.
Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk.
Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.
Gemilerin sancak ve iskele taraflarında bulunan borda iskelelerinin üst tavanlarının bulunduğu yer hizasındaki güverte kısmı. Gemilere giriş ve çıkış yerini belirten lumbar ağzı terimi kara birliklerince de benimsenmis ve birlik ve kurumların giriş ve çıkıs kapılarına da lumbar ağzı denilmiştir. Lumbar ağızlarından sancak tarafta olanı binbaşı ve daha yüksek rütbedeki subaylarla sancak subayları ve Amiraller tarafından iskele taraftaki lumbar ağzı ise Binbaşı rütbesine kadar olan subaylarla astsubaylar ve erler tarafindan kullanılır.
Gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için bordalara ve güvertelere açılmış olan yuvarlak delikler. Lumbuz terimi bu deliklerin etrafına oturacak şekilde pirinçten yapılmış içeriye doğru açılması sağlanan cam kapağı ve iç taraftan cam kapağı kapatan ve madenden yapılmış kör kapakların tümünü ifade eder.
Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru.
Sabit halka.
Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir.
Tahta leğen.
Bir teknedeki en geniş posta.
Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.
Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiğialeminyum veya halat yassı halka.
Aşağı indirmek (ağır ağır).
Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı.
Yarıya kadar indirmek.
Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)
3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.
Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir.
Hamak sarılan incelere denir.
Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet.
Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir)
Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir.
Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi.
Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember.
Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.
Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması.
Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır.
Ambar ağızları ve güverteler üzerine açılmış kaportalar dolayısı ile alabandadan alabandaya kadar uzamayan ve bir uçları ambar veya kaporta hizasında kesilen kemereler.
Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim.
Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması
Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte
Küçük gemilerin gemi ihtiyacını karşılayan 12 kadem boyunda ve iki çifte kürekli ağaçtan yapılmış ufak tekne. Patalya gibi ufak tekneler artık Fiberglass'tan yapılmaktadır.
Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma
Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.
Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır.
Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çımasına ıspavlo veya gırcıla ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.
Gemicilikle ilgili alet, malzeme ve diğer malzemelerin muhafaza edildiği ambar.
Üzerine kaplama tahtalarının veya saçların tespit edildiği ağaç veya maden eğriler kaburga
Bir teknenin ön tarafından ileri istikameti.
Birden çok direkli teknede baş taraftaki ilk direk.
Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaları tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.
Geminin üzerinde seyrettiği istikameti gösteren alet.
Pusula ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır.
Pusula kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir.
Mıknatısı pusulalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır.
Yerine koymak, donatmak (puta kürek).
Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme
Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni.
Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.
Seyir halince bulunan gemilerin izlediği hat.
Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek
Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.
Rüzgarın estiği yönün aksi.
Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka.
Rüzgarın estiği yön.
Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.
Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi.
Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi
Ufak yelkenli teknelerin rüzgar tesiri ile bayılmalarına mani olmak için omurga istikametinden denize indirilen saçtan yapılmış kuntra omurgalarıdır. Tekne içine su girmemesi için salma omurganın etrafı ayrı bir muhafaza tertibatı ile kapatılır.
Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi.
Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı
Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir.
Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.
Yelkenin sarılması için verilen komuta denir.
Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat
Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.
Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.
Dörtköşe yelkenlerin serene , yan yelkenlerin gize bağlanan yakalarıdır. Matafyon yakası da denilir.
Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekildeaz su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.
Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).
Gemi makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zeminin altındai genellikle ambar güvertesinin altında kalan ve gemi içinden sızan sularla makine ve kazan dairelerinden akan yağ yakıtların toplandığı en alt kısım.
Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret.
Demirde veya şamandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana
Kürekle hareket eden deniz araçlarının yollarını kesmeleri için küreklerinin suya batırılması ve topaçlarının kıç tarafa doğru itilerek teknenin durması veya devamlı siya kürek çekerek geriye doğru gitmesi.
Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi.
Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi.
Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb).
Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.
Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya.
Salma omurga da denilebilir. Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır.
Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla.
İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven.
Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat.
Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi.
Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer İskele tavası.
Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi. Eski harp gemilerine ait bir güverte katı.
Ticaret gemilerindeki gemiciler.
Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzeriene açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü.
Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç.
Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi.
Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım
Bir halatın çekilen çıması.
Bir şeyi yerine kadar kaldırmak Sancak toka etmek, işaret toka.
Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş.
Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.
Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne
Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç, lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.
İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım.
Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz.
Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller.
Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı
Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok.
Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni
Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler.
Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır.
Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektirk veya istimle açılan makineler.
Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.
Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.
Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak.
Halatın veya demir zincirinin biribirine dolaşması.
Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir.
Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması
Denizlerin bordalar istikametinden gelmesi sonucunda geminin kemereleri istikametinde hareket etmesi.
Gemilerin yalpalamasını önlemek maksadıyla sintine dönümüne yakın dış kaplamaya dikey olarak onulmuş, baş ve kıç istikametinde uzayan kanat şeklinde çıkıntılar.
Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar.
Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal yatay
Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi
Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
Dümenin su içindeki en geniş kısmı.
Genellikle kalın halatlara denir.
Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek.
Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki bir geminin hareketiyle oluşan böyle rüzgara geminin rüzgarı denir. Geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın bileşimi ile oluşan ve gemide hissedilen rüzgara da (ZAHİRİ RÜZGAR) denir.
Savaş gemilerinde kazan, makine, cephanelik gibi önemli yerlerin üzerine döşenen zırhtan güvertelere denir.
Baklaların birbirine eklenmesi suretiyle meydana gelen ve çeşitli maksatlar için kullanılan çekme gücü kuvvetli madeni halkalar dizisi.
Demir üzerinde bulunan gemilerin denizde bulunan zincir miktarına denir. Kaloma, demir mevki'ine göre verilir. Bu da genel olarak çok derin olan yerlerde derinliğin beş misl, pek derin olmayan yerlerde derinliğin üç misli olarak kabul edilmiştir. Bu ölçülerde verilen kalomaya Tam Kaloma, az olana Kısa Kaloma denilir.
Demirleme zincirini ırgat üzerinden kurtarıp güverteye salya etmeye denir. Uzun zaman zincirlikte duran zincirlere ve zincirliğe bakım için bu usul yapılır.
Demir zincirinin bulunduğu sintineye yakın bölmedir.
Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunanan bir çeşit balık iğinesi olta.
Sahil Güvenlik Komutanlığı
+90 312 417 50 50/52- SantralPersonel İçin
Kurumsal E-Posta